You may have to register before you can download all our books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
- Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Ehlibeyt'imin düşmanı benim düşmanımdır. Benim düşmanımsa Allah'ın düşmanıdır. Atalarımız ve dedelerimiz Allah Resulü'nün bu buyruğundan yola çıkarak, teberra ve tevella kuralına sadık kalmışlar; Allah'a, Resulü'ne ve onun Ehlibeyt'ine dost olanla dost, düşman olanla ise düşman olmuşlardır. Bu da Alevîliğin İslâm'ın özü olduğunun diğer bir kanıtıdır. - Kur'ân-ı Kerim Hz. Muhammed'in (s.a.a) evine inmiştir. Cebrail dahi bu evde misafirdir. İslâm'ın özünü temsil eden yüce Peygamber ve Ehlibeyt'i bu evin sahibidir. Bu Ehlibeyt insanlığa yol gösterip ışık tutsun diye bizzat Hz. Muhammed'in terbiyesi ile yetiştirilmiştir. Onun Ehlibeyt'e uyulmasını istemesi de Allah'ın bir emri olduğu içindir. Bizim Alevî olarak adlandırılmamızın sebebi ise Peygamber'den sonra Ehlibeyt'in başında Hz. Ali'nin bulunmasıdır. O, İslâm'ın özüdür. Çünkü buyuruyor ki: Konuşan Kur'ân benim... Göğün yollarını ben bilirim... Hangi ayetin nerede indiğini ve nüzul sebebini ben bilirim... Alevilik nedir, Alevi nedir bilmek isterseniz bu kitabı okuyabilirsiniz.
Ben bu kitaplarımı yazarken bir tarihçi gibi tarih kitabı yazmadım. Ben edebiyatçı olmadığım için böyle bir kitapta yazmadım. Ben romancı da değilim. Bir mizah yazarı olarak da yazmadım. Zaten böyle bir ilme de sahip değilim. Ancak bir kardeşiniz olarak, bu kitaplarımı vatanını, milletini seven bir insan olarak dertleriyle dertlendiğim bu toplumun bir mensubu olarak, tarihin beraberinde getirdiği "Alevilik nedir?" sorusunun cevabını bulmaya çalışmaktayım.
On dört Masum-i pak ve On iki İmam'dan oluşan Ehl-i Beyt, öyle bir Ehl-i Beyt'tir ki, Allah Teala onları beğenmiş, onları makam ve mevkilerini yüceltmiştir. Allah ve Resulü onları sevmiş, onlar da Allah ve Resulü'nün emirlerine uyarak bu sevgiye layık olmuşlardır. Bunun içindir ki, Ehl-i Beyt hakkında Kuran-ı Kerim'de sayısız ayetler oldupu gibi, Resul-i Ekrem'den de sayısız hadisler nakledilmiştir. Ehl-i Beyt'e doğru yol almak, onları tanımak, onlar gibi yaşamak, kurtuluş ve yükseliş yolumuz olacaktır. Biz Alevilerin aslına dönmesi, birlik olması, ancak Ehl-i Beyt'e doğru yol almakla, On iki İmam'ı yeterince tanımakla mümkün olacaktır. İşte ben de bu inancımdan yola çıkarak kitabın adını "Ehl-i Beyt'e Doğru" koydum.
Bu toprağın mayasını karanlardandır Hacı Bektâş-ı Veli, Moğol yıkımının ardından gönülleri tamir eden, imandan neşet eden bir medeniyetin temellerini atanlardandır. Kâh güvercin kılığına girerek kâh duvarları yürüterek barışı, insan sevgisini, kul hakkını anlatarak, anlattıklarını hâl dilinde yaşayarak İslam’ın kalplerde yerleşmesini sağlayan bir ermiş, bir veli, bir derviştir. Doç. Dr. Fahri Maden, hayatına ve kerametlerine dair farklı rivayetleri anlaşılır hâlde derlediği Hikmet Kapısı Hacı Bektaş Veli kitabında olgunlaşıp gönüllerde yer ettikçe çoğalan isimleriyle bir Gönül Padişahı’nı; Hacı, Hace, Hünkâr Bektaş Veli’yi anlattı.
Alevi-Bektaşilerin büyük saydıkları yedi büyük ulu ozan vardır. Söz edilen yedi ulu ozanlar şunlardır; Seyyid İmadeddin Nesimi, Şah Hatayi (Şah İsmail), Fuzuli, Yemini, Virani, Pir Sultan Abdal ve Kul Himmet'tir. Bu ozanlar Alevilik inancının ve felsefesinin özünü yansıtmışlardır. Alevi-Bektaşi toplumu içerisinde ‘'Yedi Ulu Ozan'' olarak ün yapıp, verdikleri eserlerle Alevilik yolu ve erkânına ışık tutmuşlar ve bizlerin gönlünde gereken kutsal mekâna oturmuşlardır. Bu Yedi Ulu Ozan, cem erkânı üzerine etkili deyişleriyle bu kategoriyle sınıflandırılmışlardır. Elbette Alevilik-Bektaşilik yolunun yazılı edebiyatına baktığınız zaman Ye...
In recent years, events in the Islamic world have captured the attention of the West to an unprecedented degree. However, much of the media coverage of events like the Islamic revolution in Iran has merely reinforced current prejudices and misconceptions about Islam. This collection of essays, by specialists in a variety of disciplines, gives an impressionistic overview of contemporary Islam. Different areas of Islamic life are singled out for special attention; these include the problem of relations between Islam and the West, the role of the Sufi orders and the revival of religious fundamentalism, Islam and the feminine, Islamic economics and Islamic architecture. Geographically, the essays cover a wide area, ranging over Sudan, Turkey, Iran, Egypt and Saudi Arabia. Each discussion should appeal to the layman and specialist alike and collectively they bring together a comprehensive range of material not often covered in one volume. Above all, they cut across the stereotypes of Islam found in the popular media, to reveal facets of a complex, living tradition often unsuspected in the West. First published in 1983.
Her kitabın bir tarihi, geçmişi ve hikayesi vardır. Bu kitabın hikayesi beş yıl boyunca unutulmak oldu. Çalışma bir proje olarak başladı, proje bittiğinde projeden iki makale bir kitap çıkacak veriler elde edildi. Makaleler hazırlandı, yazıldı, yayımlandı, okundu. Ama kitap çalışması çeşitli sebeplerle ancak beş yıl sonra okuyucusu ile buluşabildi. Umuyorum kitabımın bundan sonraki hayatı renkli ve hareketli olur. Elden ele gezer. İncelenir, eleştirilir. Eksiğini görür kendini düzeltir. Raflarda unutulmak bir kitap için de can acıtır kanımca… Bir dini grup hakkında hele de onların inançları, kurumları hassasiyetleri hakkında araştırma yapm...
Din algısının şekillenmesine katkıda bulunan ve onu besleyen önemli araçlardan biri tarihtir. Tarih üzerinden algı oluşturulabileceği gibi tarihin benimsenen görüş ve kanaatlere göre yeniden okumaya tabi tutularak algıya temel oluşturmak üzere istihdamı da mümkündür. Geçmişe göz gezdirdiğimizde bunun birçok örneğiyle karşılaşırız. Öte yandan tarihî gelişmelerin bir kısmını karartarak muhatabın olgudan farklı bir algıya ulaşmasını sağlamak, kolaylıkla gerçekleştirilebilecek bir yöntemdir. Nitekim günümüzde geçmişe ilişkin anlatımlarda bu yönteme sıklıkla başvurulduğu müşahede edilmektedir. Bundan dolayıdır ki geçmişteki insa...