You may have to register before you can download all our books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
İsterdim cemi cümlemize yetsin ve kimsecikler koklamasın zulmet diyarını, sevenler sevdiklerini taşısın bisiklet arkasında ve yere düşseler dahi gülmeye devam etsin çocuklar.
“Türkler, insanlık tarihinde Pasifik’ten Akdeniz’e, Pekin’den Viyana’ya, Cezayir’e oradan Troyes’e uzanan iki bin yıllık tarih demektir; kaderleri dünyanın tüm eski halklarının kaderiyle harmanlanmıştır ve tarihimizdeki pek çok büyük olayda, biz bilmesek de onların payı ya da etkisi söz konusudur ya da tarihin kimi dönemlerinde tamamen bizden uzak, görüş alanımızın dışında kalmışlardır: Attila ve Hunlar, Kuzey Çin’de Tabgaçlar İmparatorluğu, Güney Rusya’da bir Musevi krallık, Abbasilerin başkenti Samerra kentinin kuruluşu, Uygur döneminde Orta Asya’da tüm büyük dinlerin bir arada barış içinde yaşaması, İran Selçukluları, Cengiz Han ve Moğol egemenliği, Mısır Memlukluları, Altınordu devletinin iki yüzyıl boyunca egemenliği altında tuttuğu Rusya, Timur, Semerkant ve Herat’ta Timur Rönesans’ı, Osmanlı İmparatorluğu, XVI. yüzyılın en büyük gücü Babür Şah ve Hindistan İmparatorluğu’nun kuruluşu, Atatürk ve yeni Türk devrimi…” (Jean-Paul ROUX)
“Koca bir kavmin binlerce kilometreyi üç asır içinde geçtiğini düşünün… Bu, dünyayı değiştirmez de ne yapar? İşte Türkler dünyayı böyle değiştirdi…” İlber ORTAYLI Bizim gayrimüslimlere taktığımız kâfir-gâvur yakıştırmasının karşıtı olarak onlar da Müslümanlara ‘sarazen’ diyorlardı. …Türk adı olumsuz nitelemelerle birlikte olumlu ifadeler içerecek şekilde de kullanılmıştır. Bir yandan vahşi, kötü, hırsız, zalim, zorba, acımasız, insan kasabı, kuşatan, kapıya dayanan, ele geçiren diğer yandan da muzaffer, hükmedici, kibirli ve mağrur, akıllı, muhteşem, disiplinli kararlı, adaletli, hoşgörülü, Büyük Türk, gi...
Hukuk, insanlık tarihinin belki de en eski müessesesidir. Hatta kanunların sık değiştirilmediği zamanlarda, tarihin ta kendisi idi. Bir şeyi tanımanın en iyi yolu, onun mazisini bilmektir derler. Antik Çağ'a ait bir kaide, asırlar sonra bambaşka bir coğrafyada karşımıza çıkabilmektedir. Hukuk sistemlerinin birbirine tesiri şaşırtıcı derecededir. Hukukun Serüveni, okuyucusunu, Antik Mısır'dan başlayıp, Mezopotamya'ya, Hititlere, Japonya ve Çin'e, Arabistan ve Türkistan'a, İran ve Hindistan'a, Yunan ve Roma'ya, Yahudilik ve Hıristiyanlık'tan İslâmiyet'e uzanan, nihayet Avrupa'da sona eren bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculukta nice enteresan sahneye şa...
“ İletişimde ki en önemli unsur söylenmeyenleri duymaktır.” Peter F. Drucker Etkili bir iletişim için sadece konuşmak yeterli midir? Sözlerimiz etkisini kaybettiğinde ne yapmalıyız? Duygu ve düşüncelerimi bir araç olarak nasıl ifade edebilirim? İletişimdeki etki gücümü nasıl arttırabilirim? İletişimin seyrine yön verebilir miyim? Kendimi daha güzel nasıl ifade ederim? İnsanları konuşmalarımla nasıl etkileyebilirim? Konuşma eylemi bittiği zaman bedenimiz mesaj vermeye devam eder mi? Başarılı bir iletişimin sırları nelerdir? Tüm bu sorular ve daha fazlası için…
Devlet, hukuk demektir. Hukukun tezahürü de mahkemelerdir. Osmanlı adliyesini ve bunun Tanzimat Fermanı sonrasında aldığı biçimi tasvir eden bu eser, aynı zamanda, Tanzimat'ı hazırlayan sebepleri, Batı'nın baskı ve dayatmalarını, adliye ıslahatına neden ihtiyaç duyulduğunu, bu ıslahatta alınan modeli, bunun İslam hukukuna ne derece uyduğunu, karşılaşılan güçlük ve reaksiyonları gözler önüne sermektedir. Bu arada Avrupa devletleriyle de çarpıcı mukayeseler yapılmaktadır. Böylece Osmanlı Devleti tarihinin çok önemli bir devresine de ışık tutulmuş olmaktadır.
Hayatın içinde yaşadığımız binlerce hikâyeler vardır. Birçoğumuzun unutamadığı anlar, gelecek kuşaklara ders olsun diye nasihat şeklinde iletilir. Bazıları yazıya dökülür, bazı hikâyeler ise bizimle beraber toprağa gömülür. Elbette ki yazarı insan olan tüm kitapların eksiği kusuru vardır, hiç bir insan ve eseri kusursuz olamaz. Kusursuz ve mükemmel olan sadece Allah ve onun kitabı Kur’an-ı Kerîm'dir. Kur’an-ı Kerîm'de öyküler anlatılır. Bizim de hayatımızın her alanında, örnek almamız istenir. "Elbette onların hayat hikâyelerinde akıl sahipleri için ibret vardır." Bu kitabımızda hayattın içinde yaşadığımız tecrübeler sizler...
Günümüzde yerel tarih çalışmalarına olan ilgi gittikçe artmaktadır. Bu çalışmaların biri de uzun yıllar büyük bir emek verilerek hazırlanan “Görele’de Spor ve Görelespor (1923-2011)” adlı çalışmadır. Ahmet Yaşar İmamoğlu, babası Galip İmamoğlu’ndan devir aldığı futbol sevgisini hâlâ devam ettiren isimlerden birisi. Hayatı Görele sporu üzerine kurulmuş bir kişi. Kitap, Görele’de ve dolayısıyla çevresinde gelişen spor tarihini ayrıntılı olarak anlatıyor. Kitabı okudukça gözümün önünden Görele’de maç günleri; kadınlı-erkekli grupların sahaya gitmeleri, saha kenarında müşterilerine bir şeyler satmak gayretinde olan esn...
Adalet, Osmanlı Devleti’ni asırlarca aykta tutan en mühim unsurdu. Bu hissin zayıflaması, çöküşün hem sebebi, hem de neticesi oldu. Bir seferden dönerken, asker, ekinlerini çiğnediğinden yakınan köylüye, Kanunî Sultan Süleyman; ‘Peki bizi kime şikayet edersin? diye latife edince, köylü ; Kanuna şikayet ederiz kanuna!’ demişti. Adalete verilen bu ehemmiyet, Osmanlılara büyük bir itibar kazandırdı. İnsanlar hukuku idarecilere bir teminat olarak gördüler. Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar gibi problemli bir coğrafyada, çeşitli kavim ve kültürlerin bir arada uzun zaman nasıl gürültüsüz patırtısız yaşadığını bugün insanlar merak ediyor. Bu kitap unutulmuş bir mâziye ışık tutuyor. Osmanlı Hukuku kitabımız; TÜBA, TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ’NİN 2013 YILI BİLİMSEL TELİF VE ÇEVİRİ ESER ÖDÜLLERİ PROGRAMINDA KAYDA DEĞER TELİF ESER (MANSİYON) ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLMÜŞTÜR.
İslâm Hukuku, yeryüzünün geniş bir kısmında asırlarca hükümran oldu. Bugün bile pek çok ülkede kısmen de olsa uygulanıyor. Modern hukuka tesiri de inkar edilemez boyutta, İslam Hukukunun doğuşu, gelişmesi, kıt'alara yayılması, sonra yavaş yavaş yeryüzünden çekilişi, tarihin en ilgi çekici hadiselerinden biri kabul edilmektedir. İslâm Hukuku'nu tanımak için de, öncelikle bu hukukun tarihini bilmek gerekir Çünkü tarih, bir hâdiseyi yakından tanımakta mühim bir yardımcıdır...