You may have to register before you can download all our books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Since the beginning of the 20th century, public administration (PA) departments have been established, primarily in the USA and later in other Western countries, and education in the field of public administration has been provided in these departments. As the field of public administration has been changing due to globalization, government reforms, and increasing governance practices within intergovernmental networks, research and teaching in public administration has also had to adapt. Public Affairs Education and Training in the 21st Century highlights the best practices of various countries in public administration and policy education and training to contribute to the development of the...
CAMİLERİ GENÇLEŞTİRELİM, VAR MISIN? Geçtiğimiz ay, dergimiz baskıya gitmeden önce, İkitelli’deki Erkam Yayınları’nın merkezinde, öğle namazı için mescitte toplanmıştık. Kıymetli Abdullah Sert Abimiz, farza durmadan önce, henüz inşaat aşamasında olan ve bulunduğumuz noktadan rahatça görülebilen camiye doğru bakıp şöyle dedi: - Görüyor musunuz, çalışanlardan biri inşaat alanında namaz kılıyor, tam fotoğraflık manzara. Hep birlikte pencereye yöneldik, caminin inşaatında çalışan o işçinin henüz beton halindeki düzlükte namaz kılışını seyrettik. O sırada, Mehmet Lütfi Arslan Abimiz şöyle dedi: - Her iki manada da camiy...
Bu kitapta ilkbaharın dirilişini ve taptaze kokan coşkusunu, yazın neşesini ve meltem kokulu gecelerini, sonbaharın hazan kokan firakını, kışın yalnızlığını, kokunun bize hissettirdiklerini, duygu dünyamızdaki karşılığını, "koku ve insan” arasındaki kopmaz bağı konuşacağız. Koku dünyasının baş aktörleri olan çiçekleri, meyveleri, baharatları, ağaçları ve hayvanları konuşacağız. Karanfilin hüznünü, gelinciğin yalnızlığını, lalenin asaletini, papatyanın neşesini, kardelenin azmini, lotusun gizemini ve gülün destanını konuşacağız. Zaman zaman bilimsel çalışmalardan, tıbbi tanımlardan, tarihsel verilerden faydalanacağız. Koku duyumuzu konuşacağız. Kokunun farklı toplumlardaki, farklı medeniyetlerdeki yerini, dününü ve bugününü, bir kültür olarak kokuyu konuşacağız.
Kimsenin Aklına İhtiyacın Yok mu? Temmuz ayında kâh konferanslar kâh bazı hususi ziyaretler vesilesiyle Anadolu’daydım, Karadeniz hattındaki neredeyse tüm şehirlerimizi ziyaret ettim, birbirinden farklı gençlere selam verdim, hâl hatır sordum. Rize yaylalarından birinde, 12-13 yaşlarında, mısır satan bir genç geldi yanımıza, epey cesur ve girişken hâli dikkatimi çekti. Yaşıtlarının birçoğu iletişim becerileri anlamında sınıfta kalmışken ve tabletlere gömülmüşken, o çok rahat ve doğal bir şekilde gelen misafirleri karşılıyor, küçük çaplı ticaret yapıyordu. Mısırı bahane ederek sohbet ettim biraz. Kendisine “sana satış taktikler...
Merhaba arkadaşlar, Okullar kapandı. Tatil günleri ve yepyeni maceraların zamanı geldi. Kiminiz yaz okullarına gidecek, kiminiz memleketine, tatile gidecek. Hepinize bol bol koşacağınız, dilediğinizce hoplayıp zıplayacağınız, gönlünüzce oynayacağınız güzel bir tatil dönemi diliyoruz. İşte; yeni, rengarenk, dolu dolu, cıvıl cıvıl sayfalarıyla Altınçocuk dergimiz elinizde. Bizleri bir kere daha sizlerle buluşturan Allah’ımıza sonsuz şükürler olsun... Temmuz ayında bayramlarımızdan ikincisi olan Kurban Bayramı’nı yaşayacağız. Hepinizin bayramını şimdiden tebrik ediyor, kucak dolusu sevgilerimizi gönderiyoruz. Temmuz ayı gelince aklımıza ...
YORULAN, SAHABE NESLİNE BAKSIN Merhum Mahmut Sami Ramazanoğlu kuddise sirruh son asrın nezih ve zarif mübelliğlerindendir. Kör tıpa ile engellenmeye çalışılmış bir maneviyat pınarını karınca sabrı ve arı çalışkanlığıyla tekrar akıtmaya muvaffak olmuş, o pınarın can suyu ile bir ömür Anadolu coğrafyasını karış karış dolaşmış ve kimi zaman merkep sırtında, kimi zaman fayton içinde müstait gönüllere ulaşarak imanı yaşamanın aşk ve heyecanını tatmış ve tattırmıştır. Bu nasıl bir heyecandı ve acaba kaynağı neydi? Bir talebesi anlatıyor: “20’li yaşlarımdayım. Hazretin daha evvelden verip okumamı istediği deftere dercedilmiş...
DOSDOĞRU YOLUN REHBERLERİ: BÜYÜK VELİLER Biz evvela bir insana inandık. O’nunla Rabbimizi tanıdık. O’nun öğrettiği Kur’an’a iman ettik. Kendisini her şeyden daha çok sevmemiz gerektiğini yine O’ndan öğrendik. O’nu çok sevdik. Sözünü hadis diye ezberledik, hayat tarzını sünnet diye örnek aldık. Ne getirdiyse aldık, neyi emrettiyse yapmaya gayret ettik ve neden sakındırdıysa ondan uzak kalmaya çalıştık. Biz bir insanın, tarihin bir döneminde, bir mekânda, bir insan topluluğu içerisinde yaşayan bir faninin Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ettik. Biz bir insanın getirdiği dine iman ettik. O din güzel örneklik üzerine kurulmu�...
Siyer Hayat Tarzımızın Kaynağıdır Siyer, Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatına dair ilmin adıdır. O’nun en ince teferruatına kadar kaydedilmiş örnek hayatı hadisleriyle birlikte hepimizi iki cihan saadetine götürecek esasları muhtevidir. Günümüzde bu hayata etnografik ve arkeolojik malzeme muamelesi reva görenler çok sinsice bir projenin taşeronluğunu yapıyorlar. Kur’an’ın hayatla bağını kopartmaya çalışan bu proje maksadına ulaşmak için sünnetsiz, hadissiz, siyersiz bir inanç sistemi kurguluyor. Böyle bir inanç sisteminin hayatı tanzim etme iddiası kalmayacağından Müslüman hayat tarzı diye bir alternatiften de söz edi...
17. sayımızla huzurlarınızdayız. Bir önceki sayımızda yayın periyodumuzu 3 aydan 2 aya çektiğimizi söylemiştik. Açıkçası bu kadar büyük bir sevinçle karşılanacağını bilmiyorduk. Güzel temennilerini bizimle paylaşan tüm okuyucularımıza kalpten teşekkür ederiz. Biz de sizler gibi, daha sık görüşeceğimiz için çok mutluyuz. Bu heyecanla yine seveceğinizi umduğumuz bir sayı hazırladık. Abonelik kampanyamıza gösterdiğiniz ilgi ayrıca takdire şayan. Abone sayımızın artması derginin istikrarı ve ekonomik döngüsü için büyük önem taşıyor. Bunun altını çizmek isteriz. Bu yüzden sevdiklerinizi Okur’la buluşturmak için onlara abonelik...
Heyecanını Yaşamadığımızı Kimseye Anlatamayız Dürüstlük insanın meftun olduğu bir yüceliğin adresidir. Bir tür aynadır, orada herkes erişmek istediği güzelliğin temaşası ile sermest olur. Hırlı hırsız, arlı arsız herkesi kendisine hayran bırakan bir seviye, sözün en doğrusunu söyleyen, sözüne en çok sadık olan Rabbimizin ahlâkının bir tecellisidir. O ahlâkın pırıltısı bir kez gözüktü mü alır insanı can damarından yakalar. O yüzden dürüst kimseyi herkes sever. Dürüstlük bu açıdan gönlü ihyânın en kestirme yoludur. Gönlü ihyâ ise şu dünya hayatında yapılacak en kârlı alışveriştir. Dürüstlük...