You may have to register before you can download all our books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Dinlerin inanç ve ritüelleri, her zaman uzun bir tarihin ürünü olarak belli bir süreç içerisinde ortaya çıkar ve gelişimini devam ettirir. Bu yüzden hiçbir din, kurucusunun tebliğ ettiği zamandaki hali ile sonraki nesillere aktarılmamıştır. Dinlerin dini metinlerinin belli bir zaman içerisinde teşekkülünün yanı sıra, din ve dünya işlerinin birbiriyle insicamını sağlama girişimleri dinlerin gelişimine etki eden önemli faktörlerdir. Bu durum, hem Uzak Doğu dinlerinde hem Hinduizm ve Budizm gibi Doğu dinlerinde hem de Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta benzer süreçlerde yaşanmıştır. Hıristiyanlık, her ne kadar ortaya çıktığı Ortadoğu coğrafyas�...
Hac ibadeti insanlığın bilinen en eski ibadetlerinden biridir. Kutsal mekânların ziyaret edilmesi, o mekânların manevi cazibesine kapılarak kutsal bir yolculuğa çıkmayı gerektirmektedir. Kutsal mekânlar, kendisini ziyaret eden hacıyı dikey bir ilişki ile metafizik bir âlemle irtibata geçme tecrübesini yaşatır. Bu nedenle, dinlerde hac merkezleri aynı zamanda Tanrı ve ilahî varlıklarla doğrudan irtibata geçilen yerlerdir. ?Îlahî tecellilere' mazhar olan bu merkezlerin ziyareti, genellikle Güneş'in gökyüzündeki hareketi örnek alınarak tavaf edilerek gerçekleştirilmektedir. Bu araştırmada; Hinduizm ve Budizm'deki hac ibadetleri ele alınmaktadır. Doğu d...
Dinler, insan hayatını düzenleyen ve onlara metafizik değerler yükleyen sistemlerdir. İnsanın yaratılış serüvenini ve varlık gayesini açıkladığı gibi, bu dünyadaki hayatına da anlam kazandırır. Eğitimden insan ilişkilerine, eğlence kültüründen tabiat anlayışına kadar, insana hayata dair derin bir kavrayış sahibi olmasını sağlar. Dinlerin coğrafi mekanlarla da özel ilişkileri vardır. Semavi alemle yakın irtibatı olduğuna inanılan Kudüs şehri, her üç dinin mukaddes kabul ettiği, hem apokaliptik hem de ahir zamana ilişkin inançların merkezinde yer alan bir mekandır. Hıristiyanlık tarihinin Avrupa'daki en önemli temsilcisi olan Katolik Kilisesi, çeşitli faaliyetleri ile bu dinin gelişiminde belirleyici olmaya devam etmektedir. İslam'ın zaman, mekan ve insan ilişkilerine dair görüşleri, özellikle doğu dinlerinden Budistlerle münasebetleri ve mimarideki sembolizmi bu araştırmanın konuları arasındadır. Eser, özellikle semavi dinlerden Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam'ın bu konulardaki görüşlerini incelemektedir.
Şehirlerin tarihini araştırmak, aslında bir yönüyle dinlerin de tarihini araştırmaktır. Şehirlerin kuruluş mitoslarına bakıldığında, genellikle merkezde bir mabedin etrafında oluşan bir yerleşim alanı olarak görülmektedir. Antik döneme ait mabetlerin kuruluşunun da benzer bir anlatımı vardır. Bunlar da genellikle bir ritüelin icrasını sağlayacak şekilde bir araya toplayıcı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hz. İbrahim, Babil'den yola çıkıp Harran'a oradan güneye, vaat edilmiş topraklara doğru seyahat ederken, konakladığı yerlerde birer 'kuyu' açmıştır. Hz. İbrahim'in gittiği yerlerde kuyu açması ve hemen etrafında bir 'mescid' yani 'ibadet yeri' kurması dikkat çekicidir. İşte, elinizdeki bu çalışma, birbirine sıkı sıkıya bağlı olan şehir- mabed-ibadet üçlüsüne dikkat çekmeyi hedefleyen, bunları çeşitli inançların ve kurumların ortaya çıkışı ve gelişimi üzerinden anlamaya çalışan araştırmalardan oluşmaktadır.
Büyük Türk bilgini İmam Maturidi, milletimizin inanç sisteminin şekillenmesine öncülük etmiş önemli şahsiyetlerden birisidir. Maturidi, tefekkür tarihimizin kültür havzalarında ortaya çıkan farklı İslâmî yorumlar arasında temelleri İmam-ı Azam Ebu Hanife tarafından atılan Ehl-i Sünnet inanç sisteminin temel ilkelerini belirleyerek aklın ışığında yorumlamış, yıkıcı-ayrılıkçı fikirlere karşı savunmuş ve özgün düşünceler ortaya koymayı başarmıştır. İmam Maturidi, İslam dünyasında inançla ilgili fikrî savrulmaların yaşandığı bir dönemde akıl-vahiy dengesini kurarak dinî problemlere kalıcı çözümler üretmiş, aynı zamand...
"Orta Çağ: karanlıklar çağı!” Orta Çağ denilince aklımıza ilk gelen karanlıklar çağıdır. Bununla, Batı'nın yaşamış olduğu belli bir dönemi kastediyorsak bir ölçüde doğru değerlendirmiş oluruz. Karanlık, Doğu'daki Orta Çağ için asla söz konusu olamaz. Orta Çağ'da Asya medeniyeti Rönesans Çağı'nı yaşar. Öte yandan İslamiyet'in doğuşu ile insanlık tarihinin göz kamaştırıcı olaylarından birine şahit oluruz. Bununla birlikte VII. yüzyıldan başlayarak İslam medeniyetinin insanlık ufkuna bir güneş gibi doğuşu ve çağlar ötesini kucaklayacak şekilde yükselişi ve yayılışı, birçok milletin bu uygarlık içine dâhil olması ve geniş coğrafi sahalarda büyük medeniyetler meydana getirmesi; insanlık tarihinin altın harflerle kaydettiği bir devirdir. Batı'da sosyal, siyasî, dinî, iktisadî ve kültürel manada bir kaos ortamı yaşanırken, Doğu'da akıl ve bilimin saltanatını sürdürdüğü bir çağdır bu çağ. Doğu'da sosyal, siyasal, kültürel ve sanatsal alanda meydana gelen birikimler Batı'da köklü dönüşüm ve değişimlerin temelini oluşturacaktır. Okuyunca farkeceksiniz.
Dinler, tarih boyunca içinde yaşadıkları coğrafya, kültür ve sosyal olayların etkisiyle yeniden yorumlanmış ve birçok farklı kollara ayrılarak çeşitli şekillerde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Başlangıçta Tevrat merkezli bir din olan Yahudilik, tarihi şartların etkisiyle Mesihî inancın da belirleyici olduğu yeni bir yoruma sahip olmuştur. Ahirzamanda Mesih'in gelişini beklemek ana akım Ortodoks Yahudiliğin önemli bir inanç esası olmuştur. Aynı şekilde, İnciller'de tevhid inancının vurgulandığı Hıristiyanlık, yeni kültürlerle karşılaştıkça bu inancın yorumunda teslis inancına kadar gidecek yeni formlar geliştirmiştir. Elinizdeki eser,...
Bu araştırma tefsîr ilminde kavâid konulu bir çalışma olup okuyucusuna teori ve pratiğe dayalı bilgiler sunmaktadır. Tefsîr ilminde kavâid meselesinin kavramsal alanını ve tarihsel serancamını belirleme adına mukayeseye dayalı gerçekleştirilmiştir. Kavramsal alanda “ulûmu’l-Kur’ân, kavâidü’t-tefsîr ve tefsîr usûlü” hakkında gerekli bilgiler verilerek, bunların birbirleriyle benzer ve ayrı yönleri açıklanmıştır. Konuyla alakalı bölüm ve müstakil literatür çalışmaları, tarihsel serancamı ile ele alınıp incelenmiştir. Müellif ve eserleri hakkında kısa ve öz bilgiler sunularak, genel bazı değerlendirmeler yapılmıştır. Kavâid...