You may have to register before you can download all our books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
12 Mart’ın, 12 Eylül’ün zulmünden kaçanların, Maraş, Sivas, Kayseri, Antep’ten göç yollarına dökülenlerin, tekstilde gece gündüz ter döküp biriktirdiği paralarla “Best Kebab”ları açanların, memleket hasretini dükkân tabelalarına taşıyanların, TIR altında gizlenerek yollar aşıp gelenlerin, köyünde üç katlı evini diktiği için gururlananların, dil kursunu garsonluk yaparak tamamlayanların, çocuk bakma vizesiyle gelip evlenip çocuk sahibi olanların, kariyerinde yeni bir sayfa açanların, “çocuklarımın geleceği için geldim” diyenlerin, Türkiye’nin politik ikliminden kaçan beyaz yakalıların, etnik ekonomi içinde düşük saat ücretiyle çalıştırılan Ankara Anlaşmalıların, gidenlerin, dönenlerin, gidip de dönmeyenlerin hikâyeleri anlatılıyor bu kitapta… Türkiye’den Birleşik Krallık’a Göçler’de göç edenlerin hikâyelerini onların ağzından okuyacaksınız.
Karabibik yalnızca “gerçekçilik” anlayışının Türk edebiyatındaki ilk başarılı örneklerinden biri olmasıyla değil, köyün ve köylünün konu edildiği ilk yapıtlar arasındaki ayrıcalıklı yeri ile de her zaman önemini koruyacak bir kitaptır. Kitabın başında yer alan önsöz, çoğu araştırmacı tarafından, realizm ve natüralizmin edebiyatımızdaki ilk bildirisi sayılmaktadır. Nabizade Nazım’ım bu yapıtından önce de Anadolu’ya, köye ve köylüye yönelme denemesi sayılabilecek birkaç örneğe rastlansa bile yaşantısı, kültürü, birbirleriyle ilişki ve iletişim biçimleri, düşünce ve duygu dünyaları, sorunları ve elbette diliyle köylüyü, köyü asıl anlatan kitap Karabilik’tir.
13 Şubat 1961’de kurulan Türkiye İşçi Partisi, Türkiye siyasal tarihinin en önemli olaylarından biridir. TİP’in gelişip güçlenmesinde parti sözcülerinin efsanevi radyo konuşmalarının çok önemli bir yeri vardır. Türkiye proletaryasının sözcüleri, 1961-1971 döneminde, bambaşka bir dile, bambaşka bir seslenişe ve bambaşka bir içeriğe sahip konuşmalarıyla o zamana kadar devletin ağzı olan radyoyu ‘proletaryanın büyülü kutusu’na çevirmişlerdi. Proletaryanın Büyülü Kutusu, TİP sözcülerinin altı seçim için yaptıkları efsanevi radyo konuşmalarının metinlerini içermekle kalmıyor. Mehmet Ali Aybar’dan Yaşar Kemal’e, Kemal Türkler...
Das Osmanische Reich im Ersten Weltkrieg: Am Abend des 9. August 1917 schießen Kriegsschiffe des verfeindeten Russlands die Kleinstadt Ordu an der Schwarzmeerküste in Brand. Da die christlichen Minderheiten des Reichs verdächtigt werden, den Kriegsgegner insgeheim zu unterstützen, fürchten die ortsansässigen Griechen die Rache ihrer türkischen Nachbarn. Panisch versuchen sie, an Bord der Schiffe zu gelangen. Eine, die es schafft, ist die 15-jährige Alexandra. Doch ihre Heimat sieht sie niemals wieder. Nach dem Krieg werden aus dem Gebiet der heutigen Türkei etwa 1,2 Millionen Griechen zwangsausgesiedelt.0100 Jahre später reist Alexandras Enkel Mirko Heinemann auf den Spuren seiner Familie und der sogenannten Pontos-Griechen durch den Norden der Türkei. Er erzählt, wie Griechen seit der Antike an den kleinasiatischen Küsten lebten, mit Byzanz das Erbe Roms antraten, bis sie in den letzten Jahren des Osmanischen Reichs erst dem aufgeschaukelten Nationalismus und schließlich den Interessen der Großmächte zum Opfer fielen. Eine hierzulande fast vergessene Geschichte, die bis heute das Verhältnis zwischen der Türkei und Europa prägt.
Ordu ili Perşembe ilçesine bağlı Bekirli mahallesinin geçmişten günümüze değişimini anlatan bir kitaptır. Ayrıca gençler için iyi bir ansiklopedi yaşlılarımız için ise hatıraları tazelemek olacaktır.